Çok soğuk ve biz Kıbrıslılar'ın hiç de alışık olmadığı tarzda geçen bir Ocak ayından sonra 2022 kışının son ayı olan Şubat ayına girmiş bulunmaktayız.
Ülkemiz Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik ortamı geçtiğimiz ayki analizimde de belirttiğim üzere kontrol edemediğimiz iç ve dış faktörlerin etkisi altında bir süreç yaşamaya devam ediyor. Hatırlayacak olursak bu faktörler kısaca iki yıldan fazla bir süredir etkisinde olduğumuz Kovid-19 Pandemisine ek olarak 1- yüksek kur, 2- yüksek enflasyon ve 3- negatif reel faiz ve 4- genel seçimler'di.
Şubat 2022'de bu faktörlerin iki tanesinde, ozellikle Kovid-19 ve Seçimlerde bir farklılık yaşıyoruz. Dominant variant olan Omikron'un çok bulaşıcı ancak sağlığımıza zararlarının sınırlı olduğunun anlaşılmasına bağlı olarak önlemlerin tüm dünyada azaltılmaya başladığını gözlemliyorum. Görünen o ki daha farklı ve sağlığa zaralı bir variantın ortaya çıkmaması durumunda normalleşme yönünde daha fazla adımlar atılacak ve de pandeminin sonuna doğru geleceğiz. Bizim gibi Turizm ve Yüksek öğrenime dayalı bir ada ekonomisi açısından kuşkusuz bu adımların en önemlisi seyahat kısıtlamalarının azaltılması ve tamamen kaldırılması olacaktır. En önemli seyahat kapılarımız olan Türkiye ve Güney Kıbrıs'ta da normalleşme yönünde atılacak adımlarla birlikte karantina, PCR, Antijen vs şartlarının hafifletilmesiyle yurtdışından Kuzey Kıbrıs'a özellikle önümüzdeki yaz ciddi bir giriş ve dış emlak yatırımcılarının artan bir oranda ilgisini beklemek çok da uzak bir ihtimal olmayacaktır...
Ülkemizde ayrıca geçen ay Genel Seçimler yapılmıştır. Tam da Kıbrıslılar'a yakışan olgunluktaki bir demokratik hoşgörü ve tolerans ortamında geçen bir seçim süreci yaşadık. Seçimlerin tüm halkımıza ve ülkemize hayırlı olmasını dilerken ihtiyacını duyduğumuz yapısal (özellikle ekonomi, kamu, altyapı ve dijitalleşme) reformları yapabilecek, elini taşın altına koyacak güçlü ve istikrarlı bir hükümetin kurulmasını acilen beklemekteyiz!
Yukarıdaki iki paragrafta bahsettiğim faktörlerdeki potansiyel iyileşeye rağmen hala daha: 1- yüksek kur ve yüksek kredi faizleri yüzünden yerli alıcıların alım güçlerinin ciddi bir şekilde erimiş, özellikle ilk (genç) alıcılar için aile desteği yoksa konut alımı yapmalarının çok zorlaşmış, 2- yine yüksek kur sebebiyle kiraların büyük oranda TL'ye dönmesi (yani aşağıya gelmesi) ile kira gelirlerinde reel düşüş ve kiraya yönelik dairelerde daire talep ve fiyatlarında eriyiş devam etmektedir. Ancak burda not etmek gerekir ki ticari nitelikli gayrimenkullerde hala daha kiralar döviz üzerinden belirlenmekte, ve yüksek oranda getiri sağlanmaktadır.
Bu ayda da piyasaya küçük de olsa yukarı yönlü ayrışım sağlayan alıcılar bir tek döviz cinsinden mevduatlarını negatif faizde tutmak istemeyen Yerli ve Türkiyeli arsa ve arazi alıcılarıdır. Kıbrıs'ın bir ada olması ve arsa/arazi fiyatlarının da çok büyük oranda statistiksel olarak düşüş göstermemesi sayısı bu alıcı pazarını canlı tutuyor. Ayrıca Ticari nitelikli emlak arayan alıcılar da piyasa da etkisini hissettirmektedir. Buna ek olarak ise TC haricindeki dış yatırımcılardan gelen talebin de yavaş artmaya başladığını da gözlemlemekteyim.
Tüm bu analizlerimin ışığında yakın gelecek için öngördüğum Kuzey Kıbrıs'ta döviz bazında kazanç elde edilecek en önemli yatırım hala daha Arsa ve Arazi yatırımlarıdır. Yani 'Toprak Değer Kaybetmez' özdeyişi içinde bulunduğumuz dönem için de geçerli. Ancak, bu ay bir yenilik yapıp analizlerim ve gelen talep doğrultusunda portföyüme döviz kira getirisi olan Ticari Mülkleri de ekledim.